Artwork

Kandungan disediakan oleh Yaşam Yolu. Semua kandungan podcast termasuk episod, grafik dan perihalan podcast dimuat naik dan disediakan terus oleh Yaşam Yolu atau rakan kongsi platform podcast mereka. Jika anda percaya seseorang menggunakan karya berhak cipta anda tanpa kebenaran anda, anda boleh mengikuti proses yang digariskan di sini https://ms.player.fm/legal.
Player FM - Aplikasi Podcast
Pergi ke luar talian dengan aplikasi Player FM !

İnsan Doğası Kanunu

 
Kongsi
 

Manage episode 152872544 series 1073434
Kandungan disediakan oleh Yaşam Yolu. Semua kandungan podcast termasuk episod, grafik dan perihalan podcast dimuat naik dan disediakan terus oleh Yaşam Yolu atau rakan kongsi platform podcast mereka. Jika anda percaya seseorang menggunakan karya berhak cipta anda tanpa kebenaran anda, anda boleh mengikuti proses yang digariskan di sini https://ms.player.fm/legal.

İnsan Doğası Kanunu

http://justin.securepony.com/insandogasikanunu.mp3

Merhaba sevgili dinleyeciler. Yaşam Yolu Programımıza hoş geldiniz. Bu bizim 2. programımız. Bu programımızın amacı yaşama giden yolu insanlara bildirmek ve bu yaşam yoluna nasıl ulaşacağınızı sizlere anlatmak. Biz gerçek yaşam yolunda ilerleyen imanlılar topluluğuyuz. İlk programımızda mutlak gerçekler konusunu ele aldık. Eğer ilk programımızı dinlemediyseniz, dinlemenizi tavsiye ederiz. İşte ilk programımızda mutlak gerceğin var olup olmadığını konuştuk. Sonuçta mutlak gerçeklerin var olduğu kararına vardık. Bugünkü programımızda mutlak gerçeklerin geldiği konulardan biri hakkında konuşacağız: İnsan Doğası Kanunu

Herkes insanların birbiriyle kavgaya tutuştuğuna tanık olmuştur. Bazen kulağa gülünç gelir bu, bazen de sadece tatsız! Ancak, kulağımıza nasıl gelirse gelsin, insanların ağızlarından çıkanları dinlerken öğrenebileceğimiz çok önemli şeyler olduğuna inanıyorum. Şöyle derler: ¨Birisi bunu sana yapsa, hoşuna gider mi?¨- ¨Burası benim yerim, önce ben geldim.¨ – ¨Rahat bırak onu, kimseye bir zararı yok¨ – ¨Niye önce beni ittin?¨ – ¨Haydi, ama söz verdin.¨ İster eğitimli, ister eğitimsiz, ister çocuk, isterse yetişkin olsun, bu tür sözler her gün dökülür insanların ağzından.

Bütün bu kavgalardan benim ilgimi en çok çeken, kişinin sadece diğerinin davranışından hoşnut olmadığını ifade etmesi değil, diğerinin bir tür davranış standardına uymasını beklemesidir. Diğeri ise nadiren: ¨Başlarım senin standardına!¨ diye karşılık verir. Genellikle, kendi davranışının aslında herhangi bir standardı çiğnemediğini belirtir. Öyle olmuşsa bile, özel bir mazereti vardır! Örneğin, oraya önce oturan kişinin neden kalkması gerektiğine dair özel bir neden vardır. Ya da sözünde durmayan bir kişinin, sözünü tutmasına mutlaka bir engel çıkmıştır. Sanki her iki tarafın da aklında bir tür Yasa, adil bir oyunun kuralı, uygun ve ahlaklı bir davranış standardı vardır. Adını ne koyarsanız koyun, iki taraf da bu standart konusunda aynı düşüncededir. Zaten öyle olmasa kavga edemezler, hayvanlar gibi savaşırlardı. İnsanlar arasındaki kavganın amacı, diğer kişiye yanlış olduğunu göstermektir. Elbette, neyin Doğru, neyin Yanlış olduğunu dair bir anlaşma olmasa, böyle bir kavganın amacı da olmazdı. Ortada futbol kuralları olmadan, bir futbolcunun faul yaptığını söylemenin anlamsızlığı gibi….

Bunu başka bir açıdan ele alabiliriz. Her insan her an farklı yasaları maruz kalır, ama bunlardan yalnızca birine uymama özgürlüğüne sahiptir. Bedeni yerçekimi yasasına maruzdur ve uymazlık edemez; havada bırakırsanız taş gibi düşmekten başka seçimi yoktur. Organizma olarak, çeşitli biyolojik yasalara tabidir ve diğer canlılar gibi bunlara uymazlık edemez. Diğer canlılarla paylaştığı hiçbir yasaya uymazlık edemez, ama hayvanlarla, bitkilerle ve cansız unsurlarla paylaşmadığı yasaya, yani insan doğasının yasasına uymamayı seçebilir.

Bu yasaya Doğa Yasası denir, çünkü insanlar bunu herkesin doğal olarak bildiğini ve sonradan öğrenmediğini düşünüyordu. Elbette orada burada, tıpkı renk körü ya da müzik kulağı olmayan birkaç kişi gibi, bunu da bilmeyen kişilerin nadiren çıkabileceğinin farkındaydı herkes. Ancak, ¨uygun davranışın¨ ne olduğunun, insanlığın geneli tarafından gayet iyi bilindiği düşünülüyordu. Bence bu düşüncede haklıydılar. Eğer böyle olmasaydı, savaş hakkında söylediklerimiz saçmalıktan başka bir şey değildir. Eğer en düşük rütbeli Nazilerin bile farkında olduğu ve uyması gereken Doğru diye bir şey yoksa, düşmanın yanlış olduğunu söylemenin ne anlamı var?

İşte çok önemli bir noktaya geldik. Bazı kişiler, Doğa Yasası ya da uygun davranış diye herkesçe bilinen bir düşüncenin olamayacağını, çünkü farklı çağlarda farklı uygarlıkların farklı ahlak standartları olduğunu öne sürmüştür.

Ancak bu doğru değildir. Bazı ahlak kuralları farklılık göstermişse de, bunlar tümden değişik değildir. Eski Mısırlıların, Babililerin, Hinduların, Çinlilerin, Greklerin ve Romalıların ahlak öğretilerini bizimkiyle karşılaştırırsanız, hem birbirlerine hem de bizimkilerine ne kadar benzer olduğunu görüp şaşırırsınız. Bizim asıl sormak istediğimiz tümüyle değişik ahlaktan ne anladınız?

Savaştan kaçan insanların hayranlıkla karşılandığı, kendisine iyilik yapanların hepsine kazık atan ve bununla gurur duyan insanların içinde bulunduğu bir ülke hayal edin. Dört artı dördün beş ettiği bir ülke de hayal edebilirsiniz. İnsanlar kime karşı – ailenize mi, vatandaşlarınıza mı yoksa herkese mi – özverili davranmanız gerektiği konusunda farklı düşünebilir. Ama herkes kendinizi ilk sıraya koymamanız gerektiği konusunuda fikir birliği içindedir. Bencillik hiçbir yerde hoş karşılanmaz. İnsanlar tek kadın mı, dört kadın mı alacağınız konusunda farklı düşünebilir. Ama her beğendiğiniz kadına sahip olamayacağınız konusunda hepsi aynı fikirdedir.

En dikkat çekici gerçek şudur: Gerçekten Doğru ile Yanlış olduğuna inanmayan bir kişi ile karşılaştığınızda, aynı kişinin biraz sonra bu düşüncenin tam tersinde hareket ettiğini görürüsünüz. Size verdiği bir sözü tutmaz, ama siz de aynısını yaparsanız, ¨Adil değil bu!¨ diye şikayet eder. Bir ulus, antlaşmaların önemli olmadığını öne sürebilir ve ardından kendilerini için önem taşıyan bir antlaşmanın bozulmasına ¨adil değil¨ gerekçesiyle karşı çıkar. Gerçekten antlaşmalar önemli değilse ve Doğru ile Yanlış diye bir şey yoksa adil antlaşmayla adil olmayan antlaşma arasındaki fark nedir? Takke düşmedi mi? İnsanlar her söyledikleriyle Doğa Yasasını başka herkes kadar iyi bildiklerini göstermediler mi? Bu durumda gerçek Doğru ve Yanlış’a inanmak zorundayız ve yalnızca bir gerçeğe dikkat çekmek istiyorum: Bu yıl, bu ay ve muhtemelen bugün, başka insanlardan beklediğimiz davranışı kendimiz başkalarına gösteremedik.

Üzerinde durmak istediğim iki nokta şunlardır: Birincisi, dünya üzerindeki tüm insanlar, belli bir şekilde davranmaları gerektiğini düşünürler ve bu düşünceden kurtulamazlar. İkincisi, bu şekilde davranmadıklarının farkındadırlar. Doğa Yasasını bilmekte ve çiğnemektedirler. Bu iki gerçek, kendimizle ve içinde yaşadığımız evrenle ilgili açık düşünmenin temelini oluşturur.

Programımızın sonuna geldik. Unutmayın! Twitter’de @gercekyasamyolu’dan bize ulaşabilirsiniz. Eğer merak ettiğiniz konular varsa lütfen bizimle paylaşın. Web adresimiz estopluluk.org. Gelecek programımıza kadar hoşcakalın.

  continue reading

2 episod

Artwork
iconKongsi
 
Manage episode 152872544 series 1073434
Kandungan disediakan oleh Yaşam Yolu. Semua kandungan podcast termasuk episod, grafik dan perihalan podcast dimuat naik dan disediakan terus oleh Yaşam Yolu atau rakan kongsi platform podcast mereka. Jika anda percaya seseorang menggunakan karya berhak cipta anda tanpa kebenaran anda, anda boleh mengikuti proses yang digariskan di sini https://ms.player.fm/legal.

İnsan Doğası Kanunu

http://justin.securepony.com/insandogasikanunu.mp3

Merhaba sevgili dinleyeciler. Yaşam Yolu Programımıza hoş geldiniz. Bu bizim 2. programımız. Bu programımızın amacı yaşama giden yolu insanlara bildirmek ve bu yaşam yoluna nasıl ulaşacağınızı sizlere anlatmak. Biz gerçek yaşam yolunda ilerleyen imanlılar topluluğuyuz. İlk programımızda mutlak gerçekler konusunu ele aldık. Eğer ilk programımızı dinlemediyseniz, dinlemenizi tavsiye ederiz. İşte ilk programımızda mutlak gerceğin var olup olmadığını konuştuk. Sonuçta mutlak gerçeklerin var olduğu kararına vardık. Bugünkü programımızda mutlak gerçeklerin geldiği konulardan biri hakkında konuşacağız: İnsan Doğası Kanunu

Herkes insanların birbiriyle kavgaya tutuştuğuna tanık olmuştur. Bazen kulağa gülünç gelir bu, bazen de sadece tatsız! Ancak, kulağımıza nasıl gelirse gelsin, insanların ağızlarından çıkanları dinlerken öğrenebileceğimiz çok önemli şeyler olduğuna inanıyorum. Şöyle derler: ¨Birisi bunu sana yapsa, hoşuna gider mi?¨- ¨Burası benim yerim, önce ben geldim.¨ – ¨Rahat bırak onu, kimseye bir zararı yok¨ – ¨Niye önce beni ittin?¨ – ¨Haydi, ama söz verdin.¨ İster eğitimli, ister eğitimsiz, ister çocuk, isterse yetişkin olsun, bu tür sözler her gün dökülür insanların ağzından.

Bütün bu kavgalardan benim ilgimi en çok çeken, kişinin sadece diğerinin davranışından hoşnut olmadığını ifade etmesi değil, diğerinin bir tür davranış standardına uymasını beklemesidir. Diğeri ise nadiren: ¨Başlarım senin standardına!¨ diye karşılık verir. Genellikle, kendi davranışının aslında herhangi bir standardı çiğnemediğini belirtir. Öyle olmuşsa bile, özel bir mazereti vardır! Örneğin, oraya önce oturan kişinin neden kalkması gerektiğine dair özel bir neden vardır. Ya da sözünde durmayan bir kişinin, sözünü tutmasına mutlaka bir engel çıkmıştır. Sanki her iki tarafın da aklında bir tür Yasa, adil bir oyunun kuralı, uygun ve ahlaklı bir davranış standardı vardır. Adını ne koyarsanız koyun, iki taraf da bu standart konusunda aynı düşüncededir. Zaten öyle olmasa kavga edemezler, hayvanlar gibi savaşırlardı. İnsanlar arasındaki kavganın amacı, diğer kişiye yanlış olduğunu göstermektir. Elbette, neyin Doğru, neyin Yanlış olduğunu dair bir anlaşma olmasa, böyle bir kavganın amacı da olmazdı. Ortada futbol kuralları olmadan, bir futbolcunun faul yaptığını söylemenin anlamsızlığı gibi….

Bunu başka bir açıdan ele alabiliriz. Her insan her an farklı yasaları maruz kalır, ama bunlardan yalnızca birine uymama özgürlüğüne sahiptir. Bedeni yerçekimi yasasına maruzdur ve uymazlık edemez; havada bırakırsanız taş gibi düşmekten başka seçimi yoktur. Organizma olarak, çeşitli biyolojik yasalara tabidir ve diğer canlılar gibi bunlara uymazlık edemez. Diğer canlılarla paylaştığı hiçbir yasaya uymazlık edemez, ama hayvanlarla, bitkilerle ve cansız unsurlarla paylaşmadığı yasaya, yani insan doğasının yasasına uymamayı seçebilir.

Bu yasaya Doğa Yasası denir, çünkü insanlar bunu herkesin doğal olarak bildiğini ve sonradan öğrenmediğini düşünüyordu. Elbette orada burada, tıpkı renk körü ya da müzik kulağı olmayan birkaç kişi gibi, bunu da bilmeyen kişilerin nadiren çıkabileceğinin farkındaydı herkes. Ancak, ¨uygun davranışın¨ ne olduğunun, insanlığın geneli tarafından gayet iyi bilindiği düşünülüyordu. Bence bu düşüncede haklıydılar. Eğer böyle olmasaydı, savaş hakkında söylediklerimiz saçmalıktan başka bir şey değildir. Eğer en düşük rütbeli Nazilerin bile farkında olduğu ve uyması gereken Doğru diye bir şey yoksa, düşmanın yanlış olduğunu söylemenin ne anlamı var?

İşte çok önemli bir noktaya geldik. Bazı kişiler, Doğa Yasası ya da uygun davranış diye herkesçe bilinen bir düşüncenin olamayacağını, çünkü farklı çağlarda farklı uygarlıkların farklı ahlak standartları olduğunu öne sürmüştür.

Ancak bu doğru değildir. Bazı ahlak kuralları farklılık göstermişse de, bunlar tümden değişik değildir. Eski Mısırlıların, Babililerin, Hinduların, Çinlilerin, Greklerin ve Romalıların ahlak öğretilerini bizimkiyle karşılaştırırsanız, hem birbirlerine hem de bizimkilerine ne kadar benzer olduğunu görüp şaşırırsınız. Bizim asıl sormak istediğimiz tümüyle değişik ahlaktan ne anladınız?

Savaştan kaçan insanların hayranlıkla karşılandığı, kendisine iyilik yapanların hepsine kazık atan ve bununla gurur duyan insanların içinde bulunduğu bir ülke hayal edin. Dört artı dördün beş ettiği bir ülke de hayal edebilirsiniz. İnsanlar kime karşı – ailenize mi, vatandaşlarınıza mı yoksa herkese mi – özverili davranmanız gerektiği konusunda farklı düşünebilir. Ama herkes kendinizi ilk sıraya koymamanız gerektiği konusunuda fikir birliği içindedir. Bencillik hiçbir yerde hoş karşılanmaz. İnsanlar tek kadın mı, dört kadın mı alacağınız konusunda farklı düşünebilir. Ama her beğendiğiniz kadına sahip olamayacağınız konusunda hepsi aynı fikirdedir.

En dikkat çekici gerçek şudur: Gerçekten Doğru ile Yanlış olduğuna inanmayan bir kişi ile karşılaştığınızda, aynı kişinin biraz sonra bu düşüncenin tam tersinde hareket ettiğini görürüsünüz. Size verdiği bir sözü tutmaz, ama siz de aynısını yaparsanız, ¨Adil değil bu!¨ diye şikayet eder. Bir ulus, antlaşmaların önemli olmadığını öne sürebilir ve ardından kendilerini için önem taşıyan bir antlaşmanın bozulmasına ¨adil değil¨ gerekçesiyle karşı çıkar. Gerçekten antlaşmalar önemli değilse ve Doğru ile Yanlış diye bir şey yoksa adil antlaşmayla adil olmayan antlaşma arasındaki fark nedir? Takke düşmedi mi? İnsanlar her söyledikleriyle Doğa Yasasını başka herkes kadar iyi bildiklerini göstermediler mi? Bu durumda gerçek Doğru ve Yanlış’a inanmak zorundayız ve yalnızca bir gerçeğe dikkat çekmek istiyorum: Bu yıl, bu ay ve muhtemelen bugün, başka insanlardan beklediğimiz davranışı kendimiz başkalarına gösteremedik.

Üzerinde durmak istediğim iki nokta şunlardır: Birincisi, dünya üzerindeki tüm insanlar, belli bir şekilde davranmaları gerektiğini düşünürler ve bu düşünceden kurtulamazlar. İkincisi, bu şekilde davranmadıklarının farkındadırlar. Doğa Yasasını bilmekte ve çiğnemektedirler. Bu iki gerçek, kendimizle ve içinde yaşadığımız evrenle ilgili açık düşünmenin temelini oluşturur.

Programımızın sonuna geldik. Unutmayın! Twitter’de @gercekyasamyolu’dan bize ulaşabilirsiniz. Eğer merak ettiğiniz konular varsa lütfen bizimle paylaşın. Web adresimiz estopluluk.org. Gelecek programımıza kadar hoşcakalın.

  continue reading

2 episod

Semua episod

×
 
Loading …

Selamat datang ke Player FM

Player FM mengimbas laman-laman web bagi podcast berkualiti tinggi untuk anda nikmati sekarang. Ia merupakan aplikasi podcast terbaik dan berfungsi untuk Android, iPhone, dan web. Daftar untuk melaraskan langganan merentasi peranti.

 

Panduan Rujukan Pantas

Podcast Teratas